6 Ocak 2008 Pazar

oyku berk gurman kimdir?

Öykü Gürman Kimdir?
4 Ağustos 1982'de İstanbul'da doğdu. Müzik eğitimine küçük yaşta piyano dersi alarak başladı. Özel Pera Güzel Sanatlar okulunun gitar kurslarına katılarak iki dönem Ilgaz Benekay ile flamenco Gitar Çalıştı. 1997 yılında Pera Güzel Sanatlar Lisesinde öğrenci olan Gürman Cihat Aşkın'dan keman dersleri alarak 2001 yılında mezun oldu. Bu süre içerisinde gerek keman gerekse şan ile ok konserlerinde aktif roller aldı. Ayrıca Ilgaz Benekay flamenco Topluluğu ile AKM CRR gibi salonlarda Samsun Gazi sahnesi ve Tahta uşlar Etnoğrafya müzesinde konserlere katıldı. Danimarka Sandenburg Rotary Club'da Halk ezgilerini Şan ile icra eden Gürman, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk musikisi Devlet Konservatuarını kazanarak müzik eğitimine keman ve Şan dersleri alarak devam etti. Erol Uras ile Şan, Alaaddin Yavaşça ile Repertuar, Faris Akarsu ile müzikal çalıştı. Etnik 34 Dans okulunun gösterilerinde dansçısı Marco de Ana ile birlikte flamenco ezgileri söyleyerek yer aldı.


Türkülere Flamenko Yorumu
Öykü ve Berk Gürman ilk bakışta, ‘internete bir şarkı koyduk ünlü olduk’ ekolünün bir parçası olarak göründü kimilerine… Zira YouTube’un marifetleri sağ olsun ‘Evlerinin Önü Boyalı Direk’ türküsüne yaptıkları Flamenko yorumu, kısa sürede bir buçuk milyonu aşan bir dinleyici kitlesine ulaştı. İşin aslına gelirsek; 25 yaşındaki ikiz kardeşler Öykü ve Berk Gürman’ın hayatı çocukluklarından beri Flamenko ile yoğrulmaya başlamış. YouTube’da gördükleri ilgiyi “Yaklaşık bir buçuk yıldır albüm için çalışıyoruz. Bu şarkıyı internete tamamen yüzeysel olarak ve biraz da nabız yoklamak için koyduk. Dikkat çekeceğini biliyorduk çünkü dinleyenler için yeni bir şey, ama yaptığımız şeyin algılanmasına sevindik” şeklinde özetliyor. Berk ise “Teknoloji sayesinde her şeye daha kolay ulaşılıyor ancak bu, yanında suni bir durum getiriyor. 3 buçuk dakikalık bir video bizim müzikal hayatımız ve kariyerimiz, ne yapmak istediğimiz hakkında ancak çok yüzeysel bir fikir verebilir. Hemen beğenmek ya da beğenmemek ve hemen eleştirmek toplumun bir parçası olmuş artık. Oysa eleştirmek ve yargılamak için müziğe zaman ayırmak, altındaki felsefeyi anlamak gerek. Müzik herkese ait bir şeydir ve beğeniler değişebilir” cümleleriyle anlatıyor. Türkçe sözlü Flamenko müzik sahiden de alışkın olduğumuz bir durum değil. Zira ateşli ve tutkulu bir müzik olarak tanıdığımız Flamenko şimdiye kadar sadece İspanyol kültürünün renkli ve coşkulu bir parçası olarak hafızamızdaydı. Gürman kardeşlerin yapmak istediği Flamenko’nun bu coğrafyanın kültürüyle özdeş olduğunu göstermek. Hatta lafı sürekli müzik tarihine getiren Berk’in anlattığına göre Flamenko’nun çıkış noktası bizim kültürümüzün ta kendisi.FLAMENKO, ARABESKE BENZER Akdeniz ve Arap müziklerinden de etkiler taşıyan, 4 türkü yorumuyla birlikte 6 tane de kendi bestelerinin yer aldığı ‘Kısmet’ isimli albümlerini We Play etiketiyle yayınlayan kardeşlerin hayatı müzikle geçmiş. Eh, Dire Straits’ten Cat Stevens ve Flamenko’nun ünlü isimlerine kadar iyi bir müzik dinleyicisi olan babayla, radyoda Türk Sanat Müziği icra eden bir annenin çocukları onlar. Üstelik saba makamında ninnilerle uyuyup, küçük yaşlarda dinlemeye başladıkları Flamenko albümleriyle büyümüşler… Berk’in gitar tutkusu, gitar çalmak için odasına kapanan ve dünyayla ilişkisini kopartan bir büyüğünün, gitarına sevgiyle sarılışını görmesiyle başlamış. 9 yaşındayken tanık olduğu bu sahne onun müzik aşkına düştüğü an olmuş! Öykü, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Şan Bölümü’nde, Berk ise müziğin okunacak bir şey olmadığına inandığı için Bilgi Üniversitesi’nde ses mühendisliğinde okudu. Sonuç olarak küçük yaşlardan beri içinde oldukları Flamenko’yu kendi çabalarıyla keşfedip, bu müziğin doğasındaki heyecanı hissederek bugüne kadar geldiler. İkisinin de hem fikir olduğu esas bir nokta var ki; o da Flamenko’nun hayatın ta kendisi olduğu! Flamenko’nun Türk müziğiyle birçok makamsal ortak özelliği olduğunu anlatan Öykü’nün düşüncelerine, Berk de ‘Flamenko hayat gibi yani değişken, hüzünlü ve ironik’ diyerek, katıldığını anlatıyor. Kısacası en eğlenceli sözleri bile acılı bir tavırda söylemek ya da en hüzünlü durumları eğlenerek anlatmak Flamenko’nun ironik yapısının bir örneği. Tıpkı arabesk müzik gibi! Üç yıl kadar Sevilla’da kalıp Flamenko’yu sokakta yaşayan Berk ve Öykü, bu müziğin arabeskle olan bağlantısına şöyle dikkat çekiyor: “İspanya’da insanlara bu müziğin anlamını sorsanız hemen el çırpıp dans etmeye başlar çünkü kelime anlamını bilmiyorlar. Oysa kelimenin kökeni Arapçadır ve ‘ölümsüz çiftçi’ anlamına gelir; emek veren, yorulmayan çiftçi…” Türkiye’ye gelen Flamenko sanatçılarının da müziklerine duydukları yakınlık sebebiyle Kibariye, Adnan Şenses, Müslüm Gürses gibi isimleri sorduklarını, bu isimlerin müziğini Flamenko olarak nitelendirdiklerini anlatıyor.